Bu ünlü hikâyenin, Hayy’ın varoluşu ve gelişimi çizgisinde, insanın tarihini özetlemekte olan ince anlatım tarzı, bizi Hayy’ın şahsında başka bir şeyleri de temsil ettiği konusunda ikna etmelidir.
Yalnız başına yaşadığı adada Âdem’e benzeyen konumu, ateşin kâşifi olarak üstlendiği Prometeus rolü, ilerleme kaydetmesi ve sapması, ateşle zekice tecrübelere girişmesi ve “ondan bir parça”yı kavramaya çalışması, onun insanoğlunu sembolize ettiğini göstermektedir. Çünkü o da ilk insan gibi her şeyi kendi başına keşfetmek zorundadır. Ayrıca, bir insan olarak, ruhun hayat kaynağı olan hayvani yönünden başka bir şey bilmemektedir. Bu, insanın en azından yarı ruhani bir dünyaya girmesinin belirtisidir.
Konusu ve konumu itibariyle klasik sayılan bu eser; İbn Tufeyl ve İbn Sina’nın metinlerinin Evan Goodman, Sami S. Hawi ve Henry Corbin tarafından şerh ve kritere tabi tutulmasıyla daha da kıymetlenmiş bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor.